Kostik bir maddenin adı değildir! Kostik bir sıfattır, özellikle sabun yapımında kullanılan bazı alkali maddelerin bir özelliğini belirtir. Kostik İngilizce “caustic” kelimesinden gelir ve tam karşılığı “aşındırıcı”dır.
Yani aşındırma özelliği olan her maddeye “kostik” madde diyebiliriz.
Doğada taş formunda bulunan ve bilimsel adı “trona” olan madeni suya katıp, içine limon sıkıp içtiğimizde hazmı kolaylaştıran sodanın (Sodyum bikarbonat) ta kendisidir. bu madeni kuru bir kazanda ısıtırsanız, bir süre sonra fokurdadığını görürsünüz. Kabarcıklar tamamen tükenip fokurdama durduğunda artık sodyum bi (iki) karbonatın içerisindeki bir karbon uçup eksilmiş ve “sodyum karbonat”a dönüşmüş demektir. Soda külü (veya çamaşır külü) son derece “kostiktir” ve yüzyıllardır sabun ve deterjan yapımında bu madde belli oranlarda kullanılır.
Zeytinyağını sabuna dönüştüren şey “baz”dır ve bazın ph (alkali) derecesi ne kadar yüksek ise, o bazik malzeme o kadar “kostik” yani aşındırıcıdır. Bu ortaokul kimya dersinde anlatılan ve kimya biliminin en temel kuralını oluşturan süreçtir. Asit ile baz karşılaşırsa kimyasal tepkimeye girer ve sonuçta “tuz” ve “su” ortaya çıkar.
Sabun dediğimiz şey de, zeytinyağı asidinin kullandığınız bazik; yani kostik madde hangisi ise onunla tepkimeye girmesi sonucu ortaya çıkan “tuz”dur.
Şu an piyasada sabun yapımında 2 tip kostik kullanılır:
-
Biri ve en çok kullanılanı “sodyum hidroksit”tir. Sodyum hidroksit bildiğiniz “sofra tuzu” suda eritilip, verilen elektirikle tepkimeye girmesi sonucu ortaya çıkan 4 temel maddeden biridir. Yani mantıken o da doğaldır, çünkü sofra tuzu, deniz tuzu, kaya tuzu; bunların hepsi doğada bulunur. Sodyum hidroksit “sert sabun” yapımında kullanılır ve tüm dünyada, sabun yapımında yalnızca bu madde kullanılır!
-
İkinci kostik maddemiz; “potasyum hidroksit” diğerinden tek farkı, ph değerinin daha farklı olmasıdır ama etkisi aynıdır; ikisi de kostik, yani aşındırıcı malzemelerdir. Ancak bundan yapılan sabun sertleşmez. O yüzden piyasada potasyum hidroksit sadece arap sabunu yapımında kullanılır.
Bunun dışında yukarıda daha önce de anlattığımız üzere; diğer bir kostik olan sodyum karbonat da sabun yapımında kullanılabilir ama sabuna dönüşmesi çok uzun sürer. Odun külü kullanarak sabun üretildiği; bu tip sabunların ise, içinde “kostik” bulundurmadığı için, daha doğal olduğuna dair çeşitli mecralarda paylaşımlar yapıldığına şahit olmuşsunuzdur.
Kimyasal ve matematiksel olarak olay irdelendiğinde, külde bulunan ve sabunlaşmayı sağlayan maddenin ne olduğu önem kazanmaktadır. Geçmişte ve günümüzde; sabun yapımında birden fazla “kostik” çeşidi kullanılagelmektedir, yazıda da belirttiğimiz üzere kostik bir maddenin adı değildir, aksine maddenin bir özelliğini yani “aşındırıcı olduğunu” belirtir. Bu doğrultuda; “Ph” derecesi (alkali değeri) 11 ile 14 arasında bulunan maddelerin tamamı, “kostik” yani aşındırıcı özelliğe sahiptir ve sabun yapımında kullanılabilir.
Genelde “meşe külü” kullanılarak üretim yapıldığı söylenir fakat burada göz ardı edilen en önemli gerçek, aslında külün içinde de sabunlaşmayı sağlayan ve “pH” derecesi, sabun üretmeye yakın bir “bazın” yani kostiğin var olduğudur! Bu kostik; “potasyum hidroksit” benzeri yapıya sahip ve “pH” değeri ortalama “13-14” civarında olan karasız bir kostik tipidir.
Günümüzde tüm sabun üreticilerinin “kostik” olarak kullandığı “sodyum hidroksitin” ise ph değeri 13,5’tur fakat, “potasyum hidroksit” gibi, “kül suyunda” bulunan “kostik” de sabunu katılaştıramadığı için, dışarıdan “kalın” tuz diye adlandırdığımız “tuz” katkısı” yapılır ki, gelende küllü sabun ürettiğini iddia eden kimselerin hepsi, aynı zamanda sabun yapımında “deniz tuzu” kullandıklarını özellikle (deniz suyu doğal olduğu için) belirtirler.
Daha düşük “ph” derecesine sahip başka bir kostikle, hiç tuz kullanmadan sabun üretebilmek varken, bu kadar tuzu sabuna eklemenin ne gibi bir faydası olabilir? Böyle bir çabanın ne cilde, ne sağlığa yararı vardır, ne de bu sabun artık “doğal” bir sabundur, aksine sabun özelliğini tam kazanamamış, kararsız bir kostikle üretildiği için, kullanımı riskli bir maddedir. Ayrıca unutulmamalıdır ki “tuz” cildi kurutan bir özelliğe sahiptir, zaten içinde fazla miktarda tuz bulunan bir sabunun tüm cilt tiplerinde kullanılması uygun değildir.
Bizim açımızdan; doğal olan, doğa ile barışık, geleneksel yöntemler kullanarak üretim yapmaktır.
Fakat; sabun üretmek için kül kullanmak, 1 kg kül elde etmek için 100 kg “meşe” yakmak anlamına geldiğinden ve elde edilen kül menşeli kostiğin, yalnızca “yumuşak sabun” üretmeye yaramasından ötürü, asla tercih sebebi olamayacağıdır. Zira yüzlerce kilo “meşe ağacını” kül elde etmek için yakmanın yanı sıra, sert sabun üretme gücü olmayan bir madde ile sert sabun üretmek imkansız olduğundan ve bunu sertleştirmek adına, dışarıdan tuz kullanmak gerektiğinden, söz konusu çabanın, ne doğayla, ne cildinizle, ne de etik değerler ile bağdaşmadığını düşünmekteyiz.